Soğuk Hava ve Tansiyon İlişkisi
İSTANBUL (İGFA) – Dünya genelinde yaklaşık bir milyar üç yüz milyon kişide yüksek tansiyon rahatsızlığı görülmektedir. Yüksek tansiyon, yaşamsal riskler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Tedaviye ilaç yöntemiyle ek olarak yaşam tarzında yapılacak olumlu değişiklikler de büyük önem taşımaktadır.
Dr. Şekip Altunkan’ın belirttiğine göre, yapılan araştırmalar mevsimsel değişikliklerin kan basıncını etkilediğini göstermektedir.
Yaz aylarında kan basıncı düşerken, özellikle soğuk günlerde kış aylarında yükseldiği vurgusunu yapan Dr. Altunkan, “Bu yükselme, hipertansiyon hastalarında da sıkça görülen bir durumdur. Kış aylarında hipertansiyon ve beraberinde gelen komplikasyonlar nedeniyle doktora ve hastaneye başvuran hastaların sayısında artış gözlemlenmektedir,” şeklinde konuştu.
Peki, Soğuk Hava Tansiyonu Nasıl Etkiler?
Yüksek tansiyonu olan bireylerin soğuk havalarda daha dikkatli olmaları gerektiğini vurgulayan Dr. Şekip Altunkan, ilaçlarını düzenli kullanmaları, soğuk havadan korunma önlemlerini almaları ve doktor kontrollerini aksatmamaları gerektiğine dikkat çekti.
Aynı hususların kalp ve damar hastalığı olan bireyler için de geçerli olduğunu belirten Dr. Şekip Altunkan, soğuğun tansiyonu nasıl yükselttiğini şu şekilde sıraladı:
- Soğukta kan basıncını yükselten en önemli unsur, damarların büzülmesidir. Bu durum, damar direncinin artmasına ve kan basıncının yükselmesine neden olur.
- Soğuk aynı zamanda kolesterol seviyelerinin yükselmesine de yol açar. Kolesterol ile tansiyon yükselmesi arasında bir ilişki olduğu araştırmalarla gösterilmiştir.
- Kış aylarında insanların hareketsiz kalma eğilimi artar. Bu durum, soğuk hava nedeniyle insanların kapalı mekanlarda kalmalarına ve fiziksel aktiviteden kaçınmalarına yol açar. Bu durumda kilo alma riski artar ki, hareketsiz yaşam ve kilo alma hipertansiyon için önemli risk faktörleri arasında yer almaktadır.
- Kış aylarında hava kirliliği de artış gösterir. Hava kirliliğinin hipertansiyon ve kalp damar hastalıklarında önemli bir risk faktörü olduğu birçok araştırmayla kanıtlanmıştır.