Özel: Birinci parti olmayı sürdürmek istiyoruz
Özel, Sözcü TV’de canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Özgür Özel, ABD Başkanı Joe Biden’ın, kasım ayında yapılacak başkanlık seçiminden çekilmesiyle ilgili, Biden’ın kampanyayı yürütmekte zorluk çektiğini ifade ederek, Donald Trump’ın karşısına daha zorlu bir rakibin çıkabileceğini söyledi.
Biden’ın sağlık durumu ve meseleleri algılamasının sosyal medyada gençler tarafından çokça gündeme getirildiğini belirten Özel, Demokrat Parti açısından daha iddialı bir adayla yola devam etmenin daha iyi olacağını kaydetti.
“Biz düşman değiliz, bu ülkenin birinci ve ikinci partisiyiz”
Son seçimlerdeki ana muhalefet partisinin genel başkanının ülkenin Cumhurbaşkanı ile bayramlaşmamasını, Anıtkabir’de el sıkışmamasını, camide göz göze gelmemesini doğru bulmadığını vurgulayan Özel, “Ben bu tabloyu şahsen doğru bulmam. Ülkeyi yönetmeye talip olan ve son seçimlerde birinci parti olmuş, bugün seçim yapılsa bütün anketlerde birinci parti çıkan bir partiye bu tablo yakışmaz.
O yüzden ilk adımı ben attım. 22 yıl boyunca Tayyip Bey’in partisi birinci partiydi. 22. yılın sonunda biz birinci parti olduk. Bugün seçim olsa biz iktidarız. O yüzden ilk telefonu ben açtım, ilk ziyarete ben gittim. Sonra da onlar bize geldi. Ben buna ‘normalleşme’ diyorum. Biz düşman değiliz. Biz bu ülkenin birinci ve ikinci partisiyiz.” ifadelerine yer verdi.
Özel, kişilerin eleştirilebileceğini ama kurumların yıpratılmaması gerektiğini, Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıl töreninde önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kısa bir hal hatır sorduğunu daha sonra kendisinin de onun hatırını sorduğunu dile getirerek, “Biz Türkiye olarak içimizde her kavgayı yapalım, Kıbrıs meselesinde, Azerbaycan meselesinde bir olmak zorundayız.” dedi.
“Değerlendirmeyi Dışişleri Bakanlığına bırakıyorum”
Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. yıl töreninde KKTC Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’nun kendisini karşılamamasına ilişkin Özel, şöyle konuştu:
“Ülkemizde bir protokol var. Ben Türkiye’de protokolde üçüncü sıradayım, beni karışılama görevleri arasında ve dünyanın neresine gidilirse gidilsin ana muhalefet liderini, büyükelçiler havalimanlarında karşılıyor. Gelemezse elçilikten biri gelir. Hiç kimse yoksa çaycı gelse başımızın üstünde yeri vardır çünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni karşılıyordur. Biz Kıbrıs’a gittik ve bu ikinci gidişim, kendisi yok. Sen görev olarak orada bulunmak zorundasın. Kendin gelmezsen birini yolla. Biz yaşadığımız rahatsızlığı Dışişleri’ne bildireceğiz. Gereğini yapmak da Dışişleri’ne kalmış. Değerlendirmeyi Dışişleri Bakanlığına bırakıyorum.”
“Her şeyde Kavala duvarına tosluyoruz”
Özel, Gezi Parkı davası tutukluları Can Atalay ve Osman Kavala’nın içeride tutulmasının anormal bir şey olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İki sefer bu konuyu Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ifade ettim, etmeye de devam ediyorum. Tuğrul Türkeş’in çabalarını da görüyorum. Tuğrul Bey, ‘Kavala, Türkiye’de hapis, biz de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisindeki bu odada hapisiz’ diyor. Onların hapis olması tabii ki sembolik bir şey. Avrupa Konseyinde Türkiye adına Tuğrul Türkeş neyi dile getirmek istese bu konu karşısına çıkıyor. Her şeyde Kavala duvarına tosluyoruz. Bundan bir sonuç alamazsak bu ülkenin hali harap. Gri listeden çıkmak için gerekli birkaç maddeyi yerine getirdiler notumuz hemen arttı. Şu Gezi sorununu çözseler bir anda Türkiye için bambaşka bir şey olacak.”
“Ben yumuşak muhalefet yapmam”
CHP Genel Başkanı Özel, son yapılan anketlere değinerek, “Anketlerde keyfimiz yerinde. Bizi 34, AKP’yi 32, 31 ölçen, bizi 31, AK Parti’yi 29 ölçen de var. Bir tane ankette 29 ile 28’de gördüm. Tabii bunda kararsızlar da var, bakalım kararsızlar nasıl bir yönelimde olacak. Son yerel seçimde güzel bir karar verdiler. Biz anketlerde birinci parti olmayı sürdürmeyi istiyoruz ama şunu söyleyeyim seçim zamanına gelmeden hiçbir şey belli olmuyor. Biz son kurultayda partiyi yüzde 14-16 bandında aldık, 38’le seçimi sonuçlandırdık. Önemli olan süreçleri iyi yönetmek.” değerlendirmesinde bulundu.
İktidar ile yürüttüğü sürece yönelik bir soruya Özel, “Erdoğan, ‘yumuşama’ diyordu, ben ‘normalleşme’ diyordum. Şimdi herkes ‘normalleşme’ diyor. Erdoğan da ‘normalleşme’ diyor. Niye? Görüler ki bizim muhalefeti yumuşak yapma gibi bir niyetimiz yok. Yapmam ben yumuşak muhalefeti. Nerde görülmüş seçimlerden sonra 2 ay içerisinde 6-7 miting yapıldığı. Nerede görülmüş Türkiye’de emekli mitingi? Rize’de o meydanın çay üreticileri tarafından doldurulduğu, bunlar yumuşak muhalefet mi oluyor?” yanıtını verdi.
“Sığınmacılar ülkelerine gidecek”
Özel, Türkiye’de çok önemli bir mülteci sorunu olduğunu belirterek, “Türkiye Erdoğan ile Merkel’in yaptığı anlaşmanın yükünü taşıyamaz. Bu sığınmacılar ülkelerine gidecek. Esad ile görüşmeden bu iş çözülmez.” dedi.